NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
شَبَابَةُ
بْنُ
سَوَّارٍ
عَنْ
نُعَيْمِ بْنِ
حَكِيمٍ عَنْ
أَبِي
مَرْيَمَ
قَالَ إِنْ
كَانَ ذَلِكَ
الْمُخْدَجُ
لَمَعَنَا يَوْمَئِذٍ
فِي
الْمَسْجِدِ
نُجَالِسُهُ
بِاللَّيْلِ
وَالنَّهَارِ
وَكَانَ
فَقِيرًا
وَرَأَيْتُهُ
مَعَ
الْمَسَاكِينِ
يَشْهَدُ
طَعَامَ
عَلِيٍّ
عَلَيْهِ السَّلَام
مَعَ
النَّاسِ
وَقَدْ
كَسَوْتُهُ بُرْنُسًا
لِي قَالَ
أَبُو
مَرْيَمَ
وَكَانَ
الْمُخْدَجُ
يُسَمَّى
نَافِعًا ذَا
الثُّدَيَّةِ
وَكَانَ فِي
يَدِهِ
مِثْلُ ثَدْيِ
الْمَرْأَةِ
عَلَى
رَأْسِهِ
حَلَمَةٌ
مِثْلُ
حَلَمَةِ الثَّدْيِ
عَلَيْهِ
شُعَيْرَاتٌ
مِثْلُ سِبَالَةِ
السِّنَّوْرِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَهُوَ
عِنْدَ
النَّاسِ
اسْمُهُ
حَرْقُوسُ
Ebu Meryem'den demiştir
ki; O sakat adam fakirdi de mescid-de bizimle beraberdi, gece ve gündüz onunla
beraber otururduk. Kendisini fakirler içerisinde halkla birlikte Ali
Aleyhisselamın sofrasında hazır bulunurken görmüş ve kendisine bornozumu
giydirmiştim.
Ebu Meryem der ki: Bu
sakat adam elinde kadın memesi gibi (bir şey), başında da meme çıkıntısı gibi
bir çıkıntı bulunduğu ve üzerinde de samur bıyığı gibi kıllar olduğu için
"küçük memeli Nâfi" diye anılırdı.
Ebu Davud der ki: Halk
arasında onun adı "Harkus" idi.
İzah:
Bu hadis-i şeriflerde
Haricilerin birtakım batıl fikirlere saplanmaları sebebiyle İslam dairesinden
dışarı çıktıkları, her ne kadar zahirde çok güzel namaz kılıp, oruç tutup
Kurarı-ı Kerim okusalar da aslında inançlarında bozukluk olduğu için,
okudukları Kur'an'ın onların lehlerine değil aleyhlerine şahitlik edeceği ve
kıraatlarının gırtlaklarından aşağı geçmediği ifade edilmektedir.
Hz. Ali'nin bunlarla
yaptığı savaş neticesinde, Hz. Nebiin onlar hakkında verdiği haberler, birer birer
ortaya çıkmış; Hz. Nebiin, şerlerinden bahsedip kendileriyle savaşa teşvik
ettiği bu kavmin Hâriciler olduğu kesin bir şekilde anlaşılmıştır.
Her ne kadar Sübkî ve
Kurtubî gibi bazı ilim adamları bu ve benzeri hadis-i şeriflere dayanarak
Haricilerin kâfir olduğunu söylemişlerse de fıkıhçıların ve hadisçilerin
cumhuruna göre, kafir değillerdir. Kendileriyle savaşmaya teşvik edilmesinin
sebebi kafir olmaları değil, devlet başkanına haksız olarak isyan edip
ayaklanmalarıdır.[Bk. İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, III, 309; Beyrut, Lübnan.]